14 Kasım 2009 Cumartesi

Şimdi okullu olduk...








Yukarıdaki fotoğrafların çekildiği gün,yan, 14 Kasım 2009 Japonun ilk okul günüdür...Okul dedimse,aslında oyun grubuna başladık bu hafta...Gymbooree Anadolu yakasında oturanlar için güzel bir alternatif..
Yahu daha oyun grubunda oynarken çocuğu ile gurur duyup ağlayan anne olur mu ,ay eğitmenler görecekler diye gizli gizli sildim gözümün yaşlarını...sanırsın askere gönderiyorum oğlanı :)
Deneme dersinden memlun kaldık ,umarım Eren de iyi vakit geçirir..
Koca adam artık eşyalara tutunarak ayağa kalkabiliyor,hemen herşeye tırmanmak istiyor.Onun bu hallerini ve enerjisini hayretle izliyorum
Baktım evde başa çıkamıyoruz,en azından deniyelim dedik.Daha 9.5 aylık ama 10-16 ay grubu ile başladık.Sabah 9:30 veya öğlen 14:00 derslerinden birinine gidebileceğiz Cumartesi günleri
Sevgilimle bir heyecan gittik,görmeyin...
Neyse ki Erencim de iyi vakit geçirdi de mutlu olduk
Yeni arkadaşlar edindik,şarkılar söyledik,tımandık,yuvarlandık...dönüşte yorgunluktan uyuyakaldık...
Yaşasın okulumuzzz

11 Kasım 2009 Çarşamba

Kitap kurdu,kitabı yedi...


Kitap okumak alışkanlık meselesi,ben kitapsız duramam,sevgilim ikinci sayfada uyur...

Bizimki çok sevsin istiyorum kitapları,eh isteyince olmuyor tabi...umuyorum diyelim.

Sizi okurken görmesi,küçükten çocuğa bol bol okumak önemli diyor uzmanlar...

Peki ...en kalınından ,en mukavvasından şekilleri gösteren kitap aldım...şekil A12 de görebileceğiniz gibi yedi !!!

Plastik,deniz canlılarını anlatan bir kitap aldım,diş izlerinden hayvanlar tanınmaz halde :)

Hayvanları ,şekilleri 9.5 aylık haliyle kavraması gibi bir hırsım yok,gayem alışkanlık kazansın yeter...

Dün ABC yayınlarından eğitici kitap setlerini tanıtmak için geldiler...öyle bir anlatıyorlarki bunlardan alan çocuklar deha,almayanlar geri zekalı kalıyor sanırsın...

Bilmem yeni tatlar denemesi,taze kitaplar kemirmesi için alırım belki kimbilir :)




Dolmuş Şöförü


Pusete ilk oturmaya başladığı günlerden beri,dolmuş şöförü gibi tek kol dışarıda bizimkinin..
'' Şişşşt ablaaa topla da gel,topla da gellll''

10 Kasım 2009 Salı

Engelleri aşıp da gel...


Bu aralar çok yoğunuz çoook...


Anne bu hafta 7 gün çalıştı,baba 6 gün..evde anneanne var.İzmir den gelen Teyzeler,enişteler ,yengeler,uzak kuzenler...Bodrumdan amcamız ziyaretimize gelip gidiyorlar,evimiz bir dolup bir boşalıyor...yatılı misafirimiz de var.

Bu durumdan çok mutlu küçük japon balığı,ben ve sevgili yoğun tempodan alıp gezmeye götüremiyoruz bir türlü.

Anneanne de tek başına arabayı ve artık 11.50 kg. olan tosunu kucaklayıp çıkamıyor.Fena halde vicdan azabı yaratıyor bende bu konu...feci takmış durumdayım.


Artık büyüyor,dışarıya ilgisi her zamankinden fazla,evde sıkılıyor ve belli ediyor.


Yazın sürünerek eve geldikten sonra bile ıkına sıkına hem puseti hem japonu alıp bir saatcik bile olsa havalandırıyordum,eh kış geldi hava erkenden kararıyor artık,dışarı çıkmak ne mümkün...

Yemek,banyo oyun derken uyku vakti geliveriyor.

Böyle sokak aralarındaki ufacık turşucuk parklara pek gülerdim,aman kim gelecek buralara diye düşünürdüm.Ah evin arka sokağıdanki tıfıl park bile ne kıymetli şimdi bana...Allah belediyelere zeval vermesin.


Doğumdan önce her anneye pusetle dışarı çıkma,çeşitli camel tropy şartlarında puset kullanma,ağırlık çalışma gibi aktiviteler tavsiye ederim şiddetle.Ben acemiliğimi daha atamadım düşünün,bir de umarım eviniz asansöre bir kaç basamak,asansörden birkaç basamak,kapıya kadar bir kaç basamak daha şeklinde bir merdiven cenneti değildir.

Hayır bizi geçtim de engelli insanları düşünmeden edemiyorum,onlar için tuzaklarla zorluklarla dolu sokaklar...

Bu bölümde de belediyeleri kınıyorum sevgili günlük..


Site hayatını yaşlılara göre diye düşünen ben....şimdilerde pek imrenir oldum,sırf bu sokakğa çıkma takıntım yüzünden

Onu gezdiremedikçe kötü hissediyorum hep...


Sevgilimin işi gecesi gündüzü ,saati ,bayramı belirsiz...bense heves ediyorum,şöyle ailecek gidelim ata binelim,dağlara ovalara yayılalım,oğlum börtü böcek mıncıklasın,toprak avuçlasın istiyorum.


Neyse gelenimiz gidenimiz çok ya bu ara...eve her gelene nasıl da sevgiyle bakıyor benim sıpa...

Tek tek gözleriyle teşekkür ediyor,yarısı çıkmış 4 üst dişini göstere göstere sırıtıyor,zaten çekik olan gözlerini iyice kısaraktan.

Dışarıdan gelenler ona başka bir dünya getiriyor sanki...

Üstelik gelenlere ricayla arabayı bir kişi, japonu bir kişi yüklenip hava da almaya da çıkabiliyorlar anneannesiyle...


Öyle kalabalıkları pek de sevmeyen ben,amannn bir mesudum bu durumdan sorma sevgili günlük...

El ayak çekilmese de hem bizim ,hem japonun günleri şenlenmeye devam etse kış iyice bastırmadan.


Site içinde bir yere mi taşınsak ne...

9 Kasım 2009 Pazartesi

Eren nerde...aaaa burdaymışşş...





Bu aralar en gözde oyunumuz ''Ceeee'' oynamak.Eren nerde ? Diye sorar sormaz kendine saklanacak bir yer arıyor minik insan...bazen eliyle yüzünü kapıyor,kucaktaysa yüzünü göğsüme gömüyor...sonra şakacıktan çıkıyor meydana '' aaaaa burdaymışşş '' diyoruz,pek seviniyor.
Bu da banyodan sonra kurulanırken ceeee...

5 Kasım 2009 Perşembe

Kariyer insanı...

İnanılmaz yoğun bir hafta geçiriyorum,tüm gün hiç durmamacasına topuklular tepesinde,ki kendileri ile hamilelik döneminden beri aramız yok,bir oraya bir buraya koşturmacalı geceleri tabanlarımı zonk zok zonklatan bir hafta...
Cumartesi ve Pazar da devam,bakalım nereye kadar...içimden bunların hepsi senin için bebeğim diyorum...aslında dışımdan da diyorum galiba ama küçük adam anlıyor mu emin değilim..
Ne zaman eve biraz geç gelsem fazladan naz niyaz,yeni denemeye başladığı farklı ses tonuyla ağlama halleri...Eh haklı çocuk ,anne süt izni bahanesi ile nicedir erkenden damlıyor eve alıştı.Ama belli ki resmi olarak bir yaşa (2.5 ay kaldı :)kadar kullanılacak izin bazen heba oluveriyor

Bir de şimdi ülke dışı iş olasılığı çıktı.
Sağolsunlar şirkette (uluslararası bir kurumdur kendileri)yüksek potansiyelimden ! ötürü bu tip olasılıklarda değerlendirebileceklerini söylediler,buyurdular.
Ay siz benim gerçek potansiyelimi evde görün ...demek istedim uygun kaçmadı tabi

Sevgili ile kara kara düşünmedeyiz,yahu sahiden olursa ne yaparız,gider miyiz ?
Sevgili işinden ayrılmak zorunda,belki ücretsiz izin...annem bayıla bayıla ben sizinle gelirim diyor..hala ,babaanne şimdiden ah vah biz ne yaparız modundalar

Ortada fol ve yumurta olmadığı gibi,tavuk bile yok ama olursa ne yapılacak ?
Bizim minik adamın geleceği için iyi olur mu ?
Ne yaparız ,ne kadar kalırız ?

Amannn şimdiden düşünmeyelim bunları,günü gelince oturur konuşuz diyorum,konu kapanıyor
Ama biliyorum hepimizin içinde ne tilkiler dolanıyor
Bir Eren insanı bi haber...yap bakalım kaprisleri annene...

3 Kasım 2009 Salı

Gönüllü deli ...

Dün gece ilk defa eve saat 21:30'da gelebildim..İstanbul'un bir ucundan bir ucuna ulaşmaya,yetişmeye debelenmiş,üşümüş,yorgun,aç ve ıslak :)
Eren'nin uyku saati olan 20:00'den sonra kendimi ,son dakika çıkan toplantıya bir türlü veremedim
Kafamda hep;
Ne yemiştir?
Uyumuş mudur ?
Beni aramış mıdır ?
Onu terk ettiğimi düşünmüş müdür ?
diye kuruntular vardı...
Biliyorum babası ,anneannesi yanında,gözüm arkada değil,ama elimde değil,onu ben uyutmalı,uykudan önce öpüp koklamalıyım...

Peki ne olmuş ben yokken?
Bana türlü mızmızlığı yapan küçük insan,babasını görünce yine dünyaları unutmuş,yemek ve biraz oyundan sonra mışıl mışıl uyumuş...
Eve vardığımda,beni aramış ,ağlamış olabileceğini düşünerek telaşla girdim içeriye...ama etraf süt liman ,Annenanne ve baba bilgisayarlarına gömülmüş sakin sessiz bir akşam geçiriyorlar,küçük bey de emziğini cuklata cuklata uyuyor :)

Son dakika çıkan bu toplantıya giderken yolda ağlayan bir çocuk görüyorum,burnumun direği sızlıyor,
Denizin üzerinden martılar geçiyor,ah keşke oğlum da görse,ne sever kuşlara el sallamayı ,diyorum
Toplantının yarısından çoğunda,aksanlı ingilizcesiyle konuyu anlatan adama bakıp oğlumu düşünüyorum...

Yahu bu annelik ,gönüllü delilik