10 Kasım 2009 Salı

Engelleri aşıp da gel...


Bu aralar çok yoğunuz çoook...


Anne bu hafta 7 gün çalıştı,baba 6 gün..evde anneanne var.İzmir den gelen Teyzeler,enişteler ,yengeler,uzak kuzenler...Bodrumdan amcamız ziyaretimize gelip gidiyorlar,evimiz bir dolup bir boşalıyor...yatılı misafirimiz de var.

Bu durumdan çok mutlu küçük japon balığı,ben ve sevgili yoğun tempodan alıp gezmeye götüremiyoruz bir türlü.

Anneanne de tek başına arabayı ve artık 11.50 kg. olan tosunu kucaklayıp çıkamıyor.Fena halde vicdan azabı yaratıyor bende bu konu...feci takmış durumdayım.


Artık büyüyor,dışarıya ilgisi her zamankinden fazla,evde sıkılıyor ve belli ediyor.


Yazın sürünerek eve geldikten sonra bile ıkına sıkına hem puseti hem japonu alıp bir saatcik bile olsa havalandırıyordum,eh kış geldi hava erkenden kararıyor artık,dışarı çıkmak ne mümkün...

Yemek,banyo oyun derken uyku vakti geliveriyor.

Böyle sokak aralarındaki ufacık turşucuk parklara pek gülerdim,aman kim gelecek buralara diye düşünürdüm.Ah evin arka sokağıdanki tıfıl park bile ne kıymetli şimdi bana...Allah belediyelere zeval vermesin.


Doğumdan önce her anneye pusetle dışarı çıkma,çeşitli camel tropy şartlarında puset kullanma,ağırlık çalışma gibi aktiviteler tavsiye ederim şiddetle.Ben acemiliğimi daha atamadım düşünün,bir de umarım eviniz asansöre bir kaç basamak,asansörden birkaç basamak,kapıya kadar bir kaç basamak daha şeklinde bir merdiven cenneti değildir.

Hayır bizi geçtim de engelli insanları düşünmeden edemiyorum,onlar için tuzaklarla zorluklarla dolu sokaklar...

Bu bölümde de belediyeleri kınıyorum sevgili günlük..


Site hayatını yaşlılara göre diye düşünen ben....şimdilerde pek imrenir oldum,sırf bu sokakğa çıkma takıntım yüzünden

Onu gezdiremedikçe kötü hissediyorum hep...


Sevgilimin işi gecesi gündüzü ,saati ,bayramı belirsiz...bense heves ediyorum,şöyle ailecek gidelim ata binelim,dağlara ovalara yayılalım,oğlum börtü böcek mıncıklasın,toprak avuçlasın istiyorum.


Neyse gelenimiz gidenimiz çok ya bu ara...eve her gelene nasıl da sevgiyle bakıyor benim sıpa...

Tek tek gözleriyle teşekkür ediyor,yarısı çıkmış 4 üst dişini göstere göstere sırıtıyor,zaten çekik olan gözlerini iyice kısaraktan.

Dışarıdan gelenler ona başka bir dünya getiriyor sanki...

Üstelik gelenlere ricayla arabayı bir kişi, japonu bir kişi yüklenip hava da almaya da çıkabiliyorlar anneannesiyle...


Öyle kalabalıkları pek de sevmeyen ben,amannn bir mesudum bu durumdan sorma sevgili günlük...

El ayak çekilmese de hem bizim ,hem japonun günleri şenlenmeye devam etse kış iyice bastırmadan.


Site içinde bir yere mi taşınsak ne...

Hiç yorum yok: